
- yüzyılın ortalarına doğru Memlük İmparatorluğu, yüzyıllardır süregelen ihtişamından uzaklaşmış, iç karışıklıklar ve dış tehditlerle boğuşuyordu. Osmanlı İmparatorluğu, güney sınırlarında yükselen bir tehdit olarak duruyordu.
Memlükler’in zayıflaması, Osmanlıların Mısır topraklarını hedef almasını kolaylaştırdı. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa’daki Habsburglarla mücadele ederken, Doğu Akdeniz’deki hakimiyetini güçlendirme amacıyla yeni stratejiler geliştirdi.
Mısır, ekonomik açıdan zengin bir bölgeydi ve önemli ticaret yollarına hakimdi. Bu faktörler Osmanlıları Mısır’a yönelik daha agresif bir politika izlemeye sevk etti. Osmanlı Sultanı III. Ahmed (1703-1730), Mısır’daki Memlük kontrolünü kırmayı ve bölgeyi Osmanlı topraklarına katmayı hedefliyordu.
Osmanlı Saldırıları ve Siyasi Karışıklıklar
Memlük İmparatorluğu, içsel problemlerle boğuşuyordu. Saray entrikaları, iktidar mücadelesi ve ekonomik sorunlar imparatorluğu zayıflatmıştı. Osmanlıların saldırılarına karşı etkili bir direnç göstermeleri imkansızdı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk önemli hareketi, 1715 yılında Kavalalı Mehmet Paşa komutasındaki bir orduyu Mısır’a göndermek oldu. Memlük kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğradı ve Kahire Osmanlı kontrolüne geçti.
Bu fetih, Memlüklere karşı Osmanlı üstünlüğünü kanıtladı. Ancak Memlükler direnmeyi bırakmıyordu. Çeşitli kabile liderleri ve isyancı gruplar, Osmanlı hakimiyetine karşı direniş göstermeye devam etti. Bu isyanlar, Mısır’da siyasi kargaşayı derinleştirdi ve ekonomik durumu daha da kötüleştirdi.
Osmanlı Yönetiminin Zorlukları
Osmanlı İmparatorluğu, Mısır’ı ele geçirdikten sonra bölgenin yönetiminde bazı zorluklara karşılaştı. Memlüklerin eski yönetim yapısı tamamen ortadan kalkmamıştı ve yerel halkın Osmanlı hakimiyetine uyum sağlaması zaman aldı.
Ayrıca Osmanlılar, ekonomik kaynakları kontrol altına almakta ve Mısır’daki ticari faaliyetleri yeniden düzenleme konusunda zorluklar yaşadı. Mısır ekonomisinin temelini tarım ve ticaret oluşturuyordu. Memlükler döneminde gelişen ticaret ağı, Osmanlı hakimiyeti altında bozulmaya başladı.
Osmanlı İmparatorluğu, bu sorunları çözmek için çeşitli önlemler aldı. Yeni bir vergi sistemi uyguladılar ve Mısır’daki askeri varlığı güçlendirdi. Ancak Memlüklerin eski yönetici sınıfı, Osmanlı hakimiyetine karşı devam eden direnişleriyle imparatorluğun işlerini daha da zorlaştırdı.
Memlük Direnişi ve Sonu
Osmanlılar Mısır’da kontrol sağlamaya çalışırken, Memlükler direnmeye devam etti. Çeşitli kabile liderleri ve isyancı gruplar, Osmanlı hakimiyetine karşı silahlı direniş gösterdiler. Bu direniş hareketleri genellikle bölgesel karakterdeydi ve merkezde güçlü bir lider bulunmuyordu.
Mısır’daki siyasi kargaşa ve Memlük direnişi, Osmanlı İmparatorluğu için beklenmedik bir yük oldu. 1730 yılında III. Ahmed’in ölümünden sonra tahtı alan I. Mahmud, Mısır sorununu çözmek zorunda kaldı.
I. Mahmud döneminde Mısır’daki Memlük direnişi nihayet kırıldı. Osmanlı ordusu ve donanması, Memlüklere karşı kararlı bir mücadele yürüttü. 1734 yılında Kahire’nin yeniden fethedilmesi, Memlük İmparatorluğu’nun sonunu getirdi.
Sonuçlar:
Mısır’daki Memlük İmparatorluğu’nun sona ermesi ve Osmanlı hakimiyeti dönemi, bölgenin tarihi seyrinde önemli bir dönüm noktasıdır.
- Siyasi Değişim: Osmanlı yönetimi, Mısır’ın siyasi yapısında köklü değişiklikler yarattı. Memlükler’in yerini Osmanlı vali ve idari bürokrasisi aldı.
- Ekonomik Dönüşüm: Osmanlı hakimiyeti döneminde Mısır ekonomisi yeniden yapılandırıldı. Yeni tarım politikaları uygulandı ve ticaret yolları değiştirildi.
- Kültürel Etki: Osmanlı İmparatorluğu, Mısır’a kendi kültürü ve geleneklerini getirdi. Mimari, sanat ve edebiyatta Osmanlı etkileri görülebilir.
Osmanlı hakimiyeti, Mısır’ın tarihi gelişiminde önemli bir rol oynadı. 18. yüzyılın ortalarında başlayan bu süreç, bölgenin modernleşme yolculuğunda da etkili oldu.